Her şeyin anlamını hızla yitirdiği, hissizlik ve duygusuzluğun genelgeçer bir semptoma dönüştüğü 2023; hayatta olmayı kutsayan, bazen de ona meydan okuyan albümler hediye etti kulaklarımıza. Bu yıldan umuduyla, aşkıyla, acı ve yasıyla, hissedebilmenin her konu ve derecesine dair bir sözü ve melodisi olan dört albümü derledik.
Yazı : Eray Yıldız
boygenius - the record
İyi hissetmenin, mutlu olabilmenin artık neredeyse vicdan meselesine dönüştüğü bu günlerde, dünyada hâlâ uğruna yaşayacak bir şeyler olabileceğine dair harekete geçiren bir albümle tanıştık bu yıl. Indie müziğin ayrı ayrı kaleleri olan Julien Baker, Lucy Dacus ve Phoebe Bridgers’ın voltran oluşturarak kurduğu boygenius’ın ilk albümü de biraz yola çıkış hikâyeleri gibi: “Hepimiz için aynı anda hayatlarımızda bir şeyler oluyordu ve bu sayede birbirimize çekildik.” Her şeye rağmen bir araya gelip üretebilme cesaretleri, belki de 2023’ün uzun yıllar akıllarda kalacak albümlerinden birine imza atmalarını sağladı.
Mabel Matiz - Fatih
“Aşkımdan sana ne?” Maya’dan beş yıl sonra yine dopdolu bir albümle geri dönen Mabel Matiz, Uçkun’da böyle soruyor. Sırrı kendisinde saklı ama kolayca birisine sarf edilebileceği gibi topluma, dünyaya fırlatılan kanun gibi bir soru bu. Yaratıcılığı, müzikal zenginliği, birbiriyle kimyası son derece uyan düetleri ve her şeyden önemlisi eşsiz duygusuyla Fatih, single’ların hüküm sürdüğü günümüz müzik sektörüne eski albüm ruhunun hâlâ yaşadığını kanıtlıyor.
Mitski-The Land is Inhospitable and So Are We
Bir Mitski albümünde daha yalnızlık, müziğiyle yarattığı coğrafyanın atmosferini oluşturuyor. Şarkılarında yalnızlığa dair, ona rağmen, onunla birlikte konuşuyor, nefes alıyor, yaşıyor Mitski. "Laurel Hell" albümündeki paslanmaz çelikten kuşandığı isyankâr zırh, yeni albümünde biraz daha yumuşayıp geçirgenleşse de kendini yine sıklıkla hatırlatıyor: Yok edici kudretinden ödün vermeyen herkese ve her şeye sevgilerle. Yılın en iyi albümlerinden birine imza atan Mitski, baş kaldırdığı bu yolculukta bize de yer ayırdığı için şanslıyız.
Sufjan Stevens - Javelin
Nostaljinin, geçmişe özlemin, kalp kırıklıklarının acı tatlı sentezi Sufjan Stevens, ara denemeleri ve film müziği çalışmalarını saymazsak yıllar sonra en iyi çalışmalarından biriyle geri döndü. Birbirinden güzel on şarkıdan oluşan Javelin’de Stevens, tekrar tekrar sonları düşünüyor, kaçınılmazlığını vurguluyor. Bazen sesiyle olduğu kadar sessizliğiyle de kana dokunarak, akustik altyapısı ve katıksız romantizmiyle çok uzun bir ilişkinin sona erdiğine işaret ediyor. Nihayetinde bir ilişkinin bitmesine dair ayrılık albümü olsa da o anılarla yüzleşmekten geri durmuyor. Her şeyiyle derdine ortak ederken hâlâ sevip sevilebilmenin imkânını da arıyor.
Comments