top of page

Güçlü ve Zarif: Yasemin Kay Allen & Simay Bülbül

Ünlü tasarımcı Simay Bülbül, Anadolu'nun sanat ve zanaat birikimini, özgün tasarımlar ve alanında en iyi ustaların işçiliğiyle bir araya getiren Perveran markasıyla artık “hayatı” tasarlıyor. Simay Bülbül'ün kadının gücüne ve zarafetine vurgu yapan tasarımları bu kez ilham perisi Yasemin Kay Allen’ın bedeninde hayat buldu.


Simay Bülbül


Koleksiyonlarınızda kadının gücüne ve zarafetine vurgu yapıyorsunuz. Yeni koleksiyonunuzda da Türk mitolojisindeki kadın bir tanrıça olan Umay Ana’dan ilham aldınız. Yeni koleksiyonun yaratım sürecinden bahseder misiniz?


Ben tasarımcı olarak yıllardır her koleksiyonumda kadın hikayeleri anlatıyorum. Etrafımdan, yaşantımdan ilham aldığım kadınlar koleksiyonlarımın kahramanları oluyor. Umay Ana çocukların koruyuculuğunu üstlenen ana olarak tanımlanır. Ve

Türk mitolojisinde kutsal olan Hayat Ağacı ile özdeşleştirilir. Yaşadığımız bu seneki zorlu afet sürecinde benim yaşantımda bu hayat ağacı ve koruyuculuk en kıymetli izi bıraktı.


Marka kimliğinizi tanımlarken “Kendi yolunu arayan veya bulmuş olan, tasarımı hisseden, kalıpların dışında yaşamayı seven kadınları” giydirdiğinizi söylüyorsunuz. Tasarım felsefenizden bahseder misiniz?


Ben yıllardır moda tasarımcısı olarak birçok proje gerçekleştirdim ve böyle anıldım. Artık titrimden modayı çıkardım. Çünkü sadece elbise tasarlamayı sevmediğimi öğrendim. Ben hayatı tasarlamayı seviyorum. Bu bir elbise, bir sofra, bir davet hatta bir yemek bile olabiliyor. Ayrıca hiçbir zaman moda kelimesine inanmadım. Herkes kendi ruhunu giydirir. Çünkü herkes kendine özgü olmalıdır.



Bir tasarımcı olarak moda ve aktivizm arasındaki ilişkiyi nasıl görüyorsunuz?


Bence tasarımın, sanatın olduğu her yerde aktivizm vardır ve olmalıdır. Çünkü tasarımın her zaman bir dili, bir öngörüsü, bir sosyal duruşu vardır. Yoksa moda sadece lüks, gösteriş ve eğlencenin görünümü olur. Halbuki moda geçmişinden itibaren aktivist bir yoldur. Öyle de olmaya devam etmelidir.


Çocuk eksenli bir sosyal sorumluluk projesi olan Kırmızı Çocuklar Derneği’nin kurucusu ve yönetim kurulu başkanısınız. Bu projeden bahseder misiniz?


Kırmızı Çocuklar Derneği; koruma altındaki çocukların bedensel, eğitsel, psiko sosyal yönden sağlıklı bir birey olarak yetişmesini, iyi alışkanlıklar kazanmasını, sevgiyle büyüyerek hayata hazırlanmalarını sağlamak amacıyla 2018 yılında kuruldu. İdealist bir sivil toplum kuruluşu olan derneğimiz, toplum nezdinde koruyucu aile farkındalığını artırmak, devlet korumasından çıkan (18 yaş üstü) gençlerimize mentorlük yapmak ve yuvadaki çocuklarımızın gelişimlerine katkı sağlayacak proje faaliyetlerini gerçekleştirmek için yola çıktı. Bundan sekiz yıl önce bir yuvada gönüllü anne olarak başlayan yolculuğum sonrasında koruyucu anne

olmam ile devam etti. Yıllar içinde edindiğim tecrübe doğrultusunda ve ihtiyaçların büyüklüğünü gördüğüm için Kırmızı Çocuklar Derneği’ni kurdum. Derneğimize ismini veren “kırmızı” sıfatı toplum nezdinde desteklenmesi gereken bölgeyi ifade eder. Bu bölgeye her an, her çocuğun girebilme ihtimaline karşı derneğimiz çeşitli projeler geliştirmekte, koşulsuz bir sevgi ve güven ortamı içerisinde çocuklarla birlikte zaman geçirerek, onları ihtiyaç duydukları alanlarda desteklemeyi

amaçlar. Gayemiz, muhtelif sorunlarla karşı karşıya kalan ve “kırmızı

bölge”de bulunan tüm çocukların sağlığını korumak, iyi bir eğitim alarak becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak, sevgi ve güven ortamında

büyümelerini sağlamaktır.


Yaratım süreçlerinizde en çok nelerden ilham alıyorsunuz?


Hayattan, kadınlardan ve yaşanmış hikayelerden. Anadolu ise benim en

önemli hayat ilhamım. Bu yüzden Perveran markasını kurdum. Bu marka, geçmişin sanat ve zanaat birikimini, özgün tasarımlar ve alanında en iyi ustaların işçiliğiyle bir araya getiriyor. Türkiye’nin dört bir yanından unutulmaya yüz tutmuş zanaatları, yaratıcı tasarımlar ve ustalarının eşsiz işçiliğiyle yeniden canlandırıyor. El

dokumasından üretilmiş̧ kıyafetlerden deri işlemeli defterlere, mermer objelerden telkâri ayraç ve bardak altlıklarına, tığla örülmüş deri sepetlere geniş bir yelpazede bir koleksiyon. On farklı ilden el işçiliğini gün yüzüne çıkarırken Anadolu kadınlarına

da istihdam sağlıyoruz. Dekorasyon ve giyimi kapsayan 300’den fazla ürün için 15’e yakın zanaatkarla çalışan Perveran markasının tasarımlarında zanaat ustalarının emeği var: Telkâri (Midyat, Mardin), cam (İstanbul), seramik (İstanbul), mermer

ve taş oymacılığı (Kırşehir), tel kırma-dantel (Nevşehir), dantel (Nevşehir), dokuma (Buldan, Denizli ve Hatay), yemeni (Gaziantep). Tüm tasarım hikayemiz özel sofraların, yitik reçetelerin, gurme değerlerin, farklı lezzetlerin buluşma noktası davetlerde buluşuyor.


Sizce günümüzde insanların bir markayı sevip takip etmesinin sırrı nedir?


Bence samimiyet, duygusal bağ ve hikayesi olan markalar öne çıkıyor.



Yasemin Kay Allen


Çocukluğunuzdan bu yana farklı ülkelerde yaşadınız. Farklı kültürleri tanımanın kişisel ve kariyer yolculuğunuzda size nasıl katkıları oldu?


Sanırım düşüncelerimde esnek olmamı sağladı. Merak duygumu teşvik etti. İnsanı insan yapan ortak özellikleri irdeleyebilmemi, kültürel farklılıkların bizi nasıl bir araya getirip ya da ayrıştırabileceğini gözlemleme fırsatı verdi. Kariyerimde farklı etnik kökenlerden karakterler oynadım ve gözlemlerimi beden dilime yansıtıyorum. Kalıplara sokulmaktan aşırı rahatsız oluyorum haliyle, nevi şahsına münhasır bir insan olduğumu kabul ettim ve oynadığım roller de buna göre olsun istiyorum.


Bir oyuncu olarak sanat ve aktivizm arasındaki ilişkiyi nasıl görüyorsunuz?


Bence sanat insanların suyuna giden, onları hiçbir şekilde soru sormaya teşvik etmeyen, rahatsız etmemeye yönelik, sadece oyalamayı amaçlayan bir eğlence unsuru haline gelirse anlamını kaybediyor ve çarkın parçası haline geliyor. Sanat olmaktan çıkıyor neticede. Sanatçı dediğin bireydir ama, herhangi bir sorumluluğu üstlenmek zorunda da değildir nihayetinde. Şahsen ben toplum ve toplumun mühendislerinin insanlara uyguladıkları haksızlıklara kızmadan, tepki vermeden duramadığım için isyankâr olabiliyorum ama eninde sonunda sadece bir oyuncuyum.



Bugüne dek canlandırdığınız karakterler içerisinde kendinizi en yakın hissettiğiniz karakter hangisiydi? Çoğunlukla ne tarz karakterleri canlandırmayı seviyorsunuz?


Hikayenin geneline bakmaya çalışıyorum aslında ama baş belası kadınları oynamayı seviyorum. Biraz arıza, aykırı karakterler... En yakın hissettiğim bir karakter yok aslında.


“Şu türde bir film/dizi çekmeyi çok isterim” dediğiniz bir şey var mı? Kariyerinize dair en büyük hayaliniz nedir?


Aksiyon, bilimkurgu ve kara mizahı birleştiren bir şey yazmak istiyorum aslında. İngilizce bir komedi belki. Politik entrika, büyük riskli oyunlar ve kumarlar barındıran bir senaryo geçsin isterim elime.


Şu sıralar kariyerinizde sizi heyecanlandıran projeler var mı?


Çok yoğun bir iş döneminden çıktım ve şu anda kafa tatilindeyim biraz. Yörünge ve rotamı tekrar ayarlıyorum; akışına bıraktım biraz. Ufak bir mola yani. Çıkmasını beklediğim iki proje var, Los Angeles’ta biraz vakit geçireceğim. Bakalım...


Gündelik hayatınızda sade ve sofistike bir tarza sahipsiniz. Kişisel tarzınızı nasıl tanımlarsınız?


Dışım siyah, içim maksimalisttir benim. İç dünyamın tüm renklerini kıyafetlerime yansıtmıyorum genelde. Kullanışlı kıyafetler seviyorum. Siyah deri platform botlarımın üzerine siyah şifon bir elbise ve bir gözlük. Biraz distopik bilimkurgu unsurları, biraz fantastik karakterlerden ilham. Kafamdaki kitaplardan fırlama bir karakter olduğumu hayal ediyorum genelde, gizli güçleri olan. Tılsımlar, kapüşonlar. Şık olmayı çok beceremeyebiliyorum bu yüzden sanırım.




Genel Yayın Yönetmeni/Editor of Chief: Selim Can Çelik & İrem Şentürk

Dijital İçerik Direktörü/Digital Content Director: Gökhan Ünal

Yayın Direktörü/Publishing Director: Ebubekir Elkatmış

Fotoğraf/Photography: Canberk Üregel

Fotoğraf Asistanları/Photography Assistants: Cansu Esen, Egemen Pırlant

Styling: Gözde Ekici

Styling Asistanı/ Styling Assistant: Azra Ülkü

Saç/Hair: Remzi Ateş

Makyaj/Makeup: Burcu Taş

Prodüksiyon/Production: Müge Sarıoğlu


Comentarios


bottom of page