Bahar hep bir müjde gibidir, sadece ismiyle bile. Bu sayının kapak konuğu Ayşe Kulin’in şiirinden, Candan Erçetin bestesi “Bahar” şarkısındaki gibi; bütün dallarımızın tomurcuklarla dolduğu, umutla beklediğimiz, güzel günlerin, ferahça nefes alabileceğimiz saatlerin, sebepsiz neşeyle uyandığımız sabahların müjdecisi. Nisan en zalimi olsa da ayların, Mayıs en yüzümüzü güldüreni olsun istiyoruz. İşte tam da bu nedenle umutlu, iyilikle yol alan kitaplar var bu sayıda...
İyilik Güzellik
Ece Temelkuran
O kadar uzun zamandır hem iyiliğe, güzelliğe hasret kaldık hem de karşılıksız bir sevda çeker gibi bu değerlerden yoksun bırakıldık ki, önce birbirimize sonra da kendimize bile küstük. Ece Temelkuran da buradan sözünü alıyor kitabında: “Bugünlerde çok şey –dikkatimizi dağıtıyor” diyor, “çoğalmayı bırakıp küstük”. Ama çiçek küsmez hayata, hayvanlar küsmez, güneş küsmez ve aslında bizi de devinimlerine çağırır, ortak etmek isterler. Sesimizi kısmak isteyen, hayatımızı kuşatmak isteyen, karanlıklarda yaşamamızı zorlayanlara karşı yazılmış bir kitap, kötülüğe karşı iyiliğin yeneceğine inançla. “Faşizm, kötü adamların bir gece gelip iyi adamları pat pat vurarak öldürmesi değildir; ağır ve gözle görülemez bir çürüme sürecidir. İnsan düşüncesi kötülük karşısında bir günde yenilmiyor. Bir kaleye çekiliyor ve orada kuşatma altına alınıyor. Kuşatma altına alınan her kalede aynı şey olur. Kıtlık başlar, salgın hastalıklar yaşanır. Bizim entelektüel âlemimiz de kuşatma altında olduğu için kendi kendini zehirliyor. Bu acıklı geliyor bana. Kötülüğün iyiliği bu şekilde ele geçirdiğini düşünüyorum. Bu kitabı da o yüzden yazdım.” Diyor kendisi de; her şeye rağmen iyiliğin kazanacağına inançla yazılan ve öyle okuyacağımız bir kitap.
Ahtapotun Ruhu
Sy Montgomery
Dünya gezegeninin sadece biz insan denen varlıklara ait olmadığının bilincindeyiz artık; hayvanlar ve bitkilerle toprak, su, havayı paylaşarak, hep beraber ve birbirimize derin bağlarla bağlı kalarak yaşıyoruz. İşte Sy Montgomery de çok uzun zaman kitaplarda, filmlerde canavar diye lanse edilen bir canlının aslında ne kadar zeki, ne kadar duyarlı olabileceğini anlatıyor kitabında. Hep insana vakfedilen ve adeta bize de bir hayvan olduğumuzu unutturup bizi başka bir özel türe yücelten özelliklerin çoğunun bir ahtapotta da bulunduğunu gösteriyor. Mutlu olabilen, oyunlar oynayabilen, arkadaşça vakit geçiren bir canlı türü o da bizim gibi, çocuklarımız gibi. Üstelik zekası bazen insanın da üstünde. Vahşice avlayarak masalara dilimlenmiş gelen bir meze değil de dünyayı paylaştığımız, paylaşmamız gereken ve eşit olduğumuz bir tür. Acıyı da eğlence kadar hisseden...
İyilik Üzerine
Adam Phillips
Psikanalist Adam Phillips ve tarihçi Barbara Taylor insan ruhunun karanlık köşelerine inerek iyilikseverliği neden rahatsız edici bulduğumuzu anlamaya çalışıyor. Arzu, kıskançlık, nefret, kişisel çıkar duraklarına uğrayarak nezaketin lezzetli bir anatomisini çıkarıyor. Hep söylendiği gibi iyilik ve nezaket hayatımızı güzelleştirecekse, bu kavramlardan neden uzaklaşırız? “İyilik yap iyilik bul”un karşısına, giderek benmerkezci olmaya odaklanan bir anlayış mı yerleşti? Oysa başka varlıkları önemsemek sadece mutluluk için yapılması gereken bir zaruret değildir, hayatı paylaştığımız her varlığı önemsemek, aslında hayatta kalabilmemiz için de mecburidir.
Penguen Dersleri
Tom Michell
Penguen Dersleri, genç bir erkekle bir penguenin arkadaşlığı üzerine. Şaşırtıcı mı? Oysa bir köpek ya da evimizi paylaştığımız bir kediden çok da farklı değil bu da. Yirmili yaşlarındayken macera peşinde Güney Amerika yollarına düşen kitabın yazarı Tom Mitchell, Arjantin’de prestijli bir okulda öğretmenliğe başlıyor. Buraya kadar genç bir Batılının sıradan hikayesi belki, ama sonra sahilde, petrole bulanmış bir pengueni kurtarmasıyla hikaye değişiyor. Juan Salvador adını vereceği bu penguen, hayatını kurtaran bu insanın yanından ayrılmamaya karar veriyor ve yazarımız da yanında yeni arkadaşı, penguen Juan ile okula dönüyor. İyiliğin sadece insanlar arasında değil, tüm varlıklar nezdinde de nasıl sağaltıcı, saf bir etkisi olduğunu anlatan, büyüleyici bir gerçek hikaye.
Comments