Dünyanın en büyük atık yüzdesine sahip olan moda ve tekstil; emek sömürüsü, çocuk işçiler ve ücret eşitsizliği meselelerini de umursamaz bir tavırla göz ardı eden endüstrilerden biri. Bu vurdumduymazlığı meşru gören bir alma-verme dengesizliği yılları devirirken pandeminin hepimizin içinde yarattığı varoluşsal değişim rüzgarları, moda markalarında da hayırseverlik dalgasına yol açtı. Pozitif aktivizme katkıda bulunan pek çok lüks moda markası yaşanan büyük krize rağmen kendini ortaya koymakta gecikmedi ve pandemi sürecinde kaynaklarını yardım için seferber etti. Tedarik zincirine sokulan ameliyat maskeleri ve hasta önlükleri için Burberry’nin Yorkshire, Castleford’daki trençkot fabrikası yeniden düzenlendi. Giorgio Armani, Prada, Chanel de aynı şekilde fabrika operasyonlarını değişen ihtiyaçlara göre yapılandırırken Versace ve Gucci gibi markalar İtalya’daki hastanelere büyük bağışlar yaptılar. Moncler, Nike, Ermenegildo Zegna, Tom Ford, Saks Fifth Avenue ve Bulgari de milyonlarca dolarlık bağışlarla Covid-19’dan etkilenen insanlara yardım edip, sağlık çalışanlarını ve aşılama çalışmalarını desteklediler.
ERKEN UYANANLAR
Bu uyanışın yaşanmasına sebep olan felaketin çok daha öncesinde, modern punk’ı ana akıma hediye eden ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz, İngiliz modasının kraliçesi Vivienne Westwood’un markasını etkili şekilde pozitif değişim için kullandığını belki de çok az insan bilir. Westwood; son yirmi yılda Uluslararası
Af Örgütü, War Child ve Liberty de dahil olmak üzere pek çok kurumu ve yüzlerce kampanyayı desteklemenin yanı sıra iklim değişikliği ve etkileriyle ilgili büyük bir seferberlik ilan etti.
Cool Earth ile yaptığı ortaklıkla yağmur ormanlarının kurtuluşu için 1 milyon sterlinden fazla bağış topladı. Öte yandan yerel ve küresel topluluklar üzerindeki olumlu etkileri açısından değerlendirdiğimizde hemen akla gelebilecek ilk markalardan biri de TOMS. Los Angeles merkezli markanın hikayesi, kurucusu Blake Mycoskie’nin 2006 yılında Arjantin’i ziyaret ederek ayakkabı bağışı yapan bir organizasyonda çalışan bir kadınla tanışmasıyla başladı. “One for One” modelini geliştiren marka, satılan her çift ayakkabı için bir çift ayakkabıyı dünyanın sekiz farklı ülkesindeki çocuğa bağışlamaya başladı. Bunun ötesinde TOMS, tüm kârının üçte birini ruh sağlığı farkındalığını ve silahlanmayla mücadeleyi destekleyen kâr amacı gütmeyen kuruluşlara bağışlıyor ve ayrıca 2011’den beri Save the Children ile birlikte çalışıyor. TOMS, bu vakıfla yaptığı işbirliği kapsamında bugünde dek bir milyondan fazla çift ayakkabı bağışladı.
ÇEŞİTLİLİĞİ KUCAKLAMAK
Çoğu marka için Onur ayı yılın en yoğun dönemlerinden biri... Bu durum Savage x Fenty için de geçerli. Markanın DNA’sında taşıdığı çeşitliliği kucaklayan müşterileri aynı zamanda her ay markanın kurucusu Rihanna’yla özdeş bir biricikliği de kutluyor gibi... Hâl böyle olunca Savage x Pride koleksiyonu da daha çok anlam kazanıyor çünkü bu “hareket”ten nemalanmak yerine aslında hayranlarından kazandığını hizmet ettiği topluluğa geri veriyor. Marka, Rihanna’nın kurduğu Clara Lionel Vakfı ile ortak çalışarak Pride serisinden yapılan her satışı LGBTQIA+ kuruluşlarına aktarıyor.
Köklü bir geçmişe sahip pek çok lüks ve butik marka, sosyal ve çevresel konularda gerçek bir etki yaratmak için kendine platform arıyor. Böylece online perakendede takip etmeye değer yeni akım bir hayırseverlik furyası büyük şirketlerin radarına giriyor. Gen Z mensupları, artık en büyük alım gücünü elinde tutan jenerasyon olarak lüks markaların değerlerine daha çok yatırım yapıyor. Örneğin Salvatore Ferragamo, Valentino, Marc Jacobs, Stella McCartney, Dolce & Gabbana ve Jimmy Choo gibi markaların yer aldığı online satış mağazası Olivela; GOOD+ Foundation, Malala Fund, VH1 Save the Music ve Too Young To Wed ile ortaklık kurarak gelirinin önemli bir kısmını bu amaçlara ve ihtiyaç sahibi ailelere bağışlıyor.Bu tür ortaklıkların çoğalarak artması dileğiyle...
Comments