top of page

Fresh Face: Baran Mengüç

Müzik ve yaratım yolculuğu çocuk yaşlarda başlayan Baran Mengüç, farklı tarzları dans ve performansla birleştiren farklı bir müzisyen kimliğiyle çıktı karşımıza... Mengüç’le müzik ve hayata dair konuştuk.





Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak bu yol mecburi istikamet miydi? Söz yazarlığının yanı sıra çok iyi dans ediyor ve şarkı söylüyorsun. R&B ve Afrorave’i sentezlediğin tarzın ülkemiz için çok kendine has ve özel. Hiç ailenle kıyaslandığın oldu mu? Kendini nasıl ifade ediyorsun?


Aslında müzik benim mecburiyetim değil doğuşum. Ben müziğin ekseninde dünyaya geldim, bu yolu kader seçti diyebilirim. Atalarımdan gelen bu güzide değeri sürdürebilmek benim için çok kıymetli. İç dünyamda “sanat” adına kıyastan çok uzak bir yerdeyim, dolayısıyla yarışım daima kendimle. Ailem ise ilham kaynağım. Dünyalarımız farklı olsa da kesiştiğimiz yollar daima aynı hisler oluyor. Soyuma değer katmak benim için büyük gurur.


En büyük çıkışının Edis ile düet yaptığın “Ayyaş” ile gerçekleştiğini düşünsek de öncesinde de üreten bir müzisyensin. “Divane”, “Denge Yok” gibi şarkılarında yerel ezgilerin de olduğu başarılı bir arka planı var kariyerinin. Söz yazmak da başlı başına bir kariyer değil mi? İkisi beraber nasıl ilerliyor?


Söz yazmak, beste yapmak, şarkı söylemek, dans etmek, performans sergilemek, kendimi ve “Ottoman Pop” olarak adlandırdığım yenilikçi tarzı en iyi ifade etme yolu sanırım. Asıl amacım, bu stilleri tek bünyede toplayıp dinleyicilere sunmak olduğundan kariyerleri birbirinden ayırmamayı tercih ediyorum. Hepsi bir arada çok daha “Baran Mengüç”.


Sosyal medyayı oldukça aktif kullanıyorsun. Müzik artık sadece bir tını değil, sunumu ve dinleyiciyle buluştuğu platformlarla büyük emek gerektiren bir süreç haline geldi. Sen dinleyiciyle kurduğun etkileşimden memnun musun?


Oldukça memnunum. Dinleyicilerimle yakaladığım nadide bağ beni daha da üretken kılıyor. Ortaya koyduğum yenilikçi tarzın kalplerde karşılık bulması ne büyük şeref! Hislerim, hissiniz olduysa ne mutlu bana.









Müzik hayatında olmasa da olur muydu?


Öyle bir ihtimali hiçbir zaman düşünmedim. Müzik benim için bir seçenek değil. Olmasa, olmazdım.


Kendine özgü tarzının ve üretim istikrarının seni nereye taşımasını hedefliyorsun? Gerçekleşmesini istediğin bir hayalin var mı?


Daimî hedefim, sanatımla; her bir yöreye, her bir kültüre, herbir kıtaya dokunabilmek, hissettirebilmek. Tabii ki hayallerim arasında dünyaya açılmak var fakat en büyük hayalim bu dünyadan göçtüğüm vakit yıllar geçse bile kalplerde sanatıyla nesilden nesle anılacak bir Baran Mengüç izi bırakmak.


Modayı takip eder misin? Kendi stilini nasıl tarif edersin?


Modayı takip ediyorum. “Ottoman” benim için sadece müzikten ibaret değil, stilimle de bağdaştırıyorum. Çoğu zaman kombinlerimde karakterimi parıltılı parçalarla yansıtmayı tercih ediyorum. Stil benim kim olduğumu dile getiriş şeklim.


Zamanın kendisiyle ilgili ve kendi zamanın ile ilgili neler düşünüyorsun?


Zamanın değerini, müzik yolculuğumda geldiğim bu noktada daha iyi anlıyorum. Kaygılansam da kendimi zamana teslim etmek durumunda kaldığım çaresiz dönemler olmuştu. Fakat zaman gayrete, çabaya aşık bence. Başarı, zamanı doğru değerlendirmekte gizli.


Zamansız bulduğun bir ikonun var mı?


Michael Jackson. Kuşkusuz tüm zamanların en iyisi!

Comments


bottom of page