top of page

Hayal Gücüne İnananlar: Burakbey

Alternatif pop sahnesinin yaratıcı isimlerinden genç müzisyen Burakbey’le merakla beklenen yeni albümünden yaratım sürecine uzanan bir sohbet gerçekleştirdik.



Indie Pop ve Art Pop’u birleştirdiğin “Deliler Oratoryosu”nun ardından çok da kısa sayılabilecek bir süre sonra “Gemiler Limanda” teklini yayınladın. Üretim olarak kariyerinin aktif bir dönemine girdiğini söyleyebilir miyiz? Bundan sonrasıyla ilgili nasıl bir proje var aklında?


“Deliler Oratoryosu”nu iki yıla yayılan bir proje olarak tasarlamıştım. İlk şarkısı “yeni ilahiler” 2022’de çıktı, arkasından albümün birinci bölümü, ikinci bölümü, remix’ler derken şubat ayında son iki şarkıyı da yayınlayıp bu döneme veda ettik. Bu iki yıl boyunca ben çoktan bir sonraki albümün şarkılarını yazmaya başlamıştım, o yüzden daha fazla beklemek istemedim ve “Gemiler Limanda”yı yayınladık. Şu an ikinci albümüm üzerinde çalışıyorum. Henüz bir şeyler söylemek için çok erken ama önceki işlerime göre daha sıcakkanlı, daha seksi, “daha az teatral” bir dönemde hissediyorum; bu da yeni şarkılara yansıyor tabii ki.


Sanatın her alanındaki üretim çıktıları, sanatçısının nasıl biri olduğuyla da değerlendiriliyor artık. Müzik de artık sadece notalar değil; nerede ve nasıl deneyimlediğinle de ilgili bir serüven. Sen dinleyicinle nasıl bir ilişki kuruyorsun?


Of! Kölesiyim o ilişkinin. Ben normalde kendini çabuk açabilen, kolay ilişkilenen biri değilimdir ama dinleyicimle olan birlikteliğimde o kadar “anlaşılıyor” hissediyorum ki, sıfır f iltre kendimi kollarına atıyorum. İlk günden beri benimle yürüdüklerini bilmek müthiş bir his. Benim işime en az benim kadar heyecanlanıyorlar. Konser için Adana’dan otobüs kaldıranlar, gelemeyenler için organize olup bilet alanlar… Demo’larımı dinlemek için SoundCloud hesabımı hack’leyenler… Adresimi bulup apartman kapısına yazı yazanlar… Henüz belki çok kalabalık değiliz ama bağımız o kadar kuvvetli ki, bana kendimi süper star gibi hissettiriyorlar.


 Artık insanların dikkatini yeni bir şeyin üzerine çekmek oldukça zor. Yeni bir isim dinlerken, yeni bir film izlerken hep başkalarının önerilerine ihtiyaç duyuyoruz gibi bir durum var. Teknolojinin gelişmesiyle beraber arz da mecralar kadar çoğaldı. Bununla ilgili neler hissediyorsun?


 Teknolojiye ve bu “imkân bolluğu”na kapılmayı da buna savaş açmayı da doğru bulmuyorum. Böyle diyorum ama bazen kapılan bazen de savaş açan tarafta buluyorum kendimi. Bu ivmeli ilerleyişe alışmak ve onunla dans etmek, dengede kalmaya çalışmak en önemlisi sanırım.



Deliler Oratoryosu’nun kapağında yer alan Şiva, Hinduizm’de önemli bir tanrı. Elinde tuttuğu Trishula asası yaratma, koruma ve yok etme süreçlerini temsil ediyor. İnançlar beslendiğin kaynaklar arasında mı? İlhamını nerede ararsın?


 Rastlantısallığa çok güvenirim. İlhamı asla aramam; ararsam gelmez, biliyorum. İlhamım da, şarkım da, sözüm de yolda şekillenir mantığında ilerliyorum. Ama inançlar, okültizm, metafizik beni küçüklüğümden beri aşırı etkileyen, yer yer travma yaşamama yol açan konulardı. Bu konulardan ilham alan bir albüm yapmaya karar verdiğimde galiba 15 yaşımdaydım. Hatta Deliler Oratoryosu ismi bile bir on yıl benimleydi. Kapakta da Şiva olmak istedim çünkü “mevcudu yıkmak, yeniden inşa etmek, kendini tekrar tekrar baştan doğurmak” kafamı kurcalayan, müziğimi ve karakterimi etkileyen bir konu.


 Müzikle ilişkin nasıl? Müzikle ilgili bir ütopyan var mı?


Elim kalem tuttuğundan beri şarkı, şiir yazıyorum; onların kapaklarını, videolarını performanslarını hayal ediyorum. Benim için yemek yemek, su içmek, yürüyüşe çıkmak gibi günümün bir parçası ‘sanat hakkında düşünmek’ ve sanat üretmek. Hatta son zamanlarda fark ediyorum ki, müzik yapmayı, dinlemekten çok daha fazla seviyorum. Kariyerimle ilgili bir sürü hayalim var tabii ki ama bana kendimi en tatmin olmuş hissettirecek olan, gelecekte benim müziğimden ve sanatımdan etkilenen yeni sanatçıların yetiştiğini görmek olurdu.


Röportaj: Ebubekir Elkatmış

Fotoğraf: Yağız Bingül

Fotoğraf Asistanı: Adem Hayır

Styling: Selman Savat

Saç & Makyaj: Onur Bayram




Comments


bottom of page