top of page
Yazarın fotoğrafıMagnet Quarterly

Hem Şehirde Hem Uzak: Hazal Subaşı x Magnet Quarterly

Meterolojinin "dışarı çıkmayın" uyarısı o sabah mesaj olarak geldiğinde biz çoktan havuz başında buluşmuş ve çekime başlamıştık. Yeni neslin en başarılı kadın oyuncularından Hazal Subaşı ile oyunculuktan, hayallerden ve İstanbul'dan konuştuk.


Tüm Takılar: Reis Kuyumculuk


Bir karakteri anlamak için onun duygusal dünyasına derinlemesine dalmak gerekiyor. Psikolojik açıdan bakıldığında, karakterin motivasyonlarını, korkularını ve arzularını anlamak çok önemli. Sen oyunculuk kariyerin boyunca karakterlerle nasıl ilişkiler kurdun? Empat biri misin?


Hepimiz sevinçleri, hüzünleri, korkuları, hayata dair istekleri olan, gerek aile ilişkileri, gerek kendimizle kurduğumuz bağlar ile var olan bireyleriz. Dolayısıyla, bir karakterin yaratım sürecinde de; o karakterin ne düşündüğünü, hayallerini, hayal kırıklıklarını, yaşadığı acıları ve sevinçleri hakkında elbet empati kuruyorum. Fikir edinmek için benzer filmler izliyorum, oynayacağım karakteri çözümlemek ve bütünleşmek için sürekli okuyorum, araştırıyorum. Mesleğim gereği; en önemli bulduğum noktanın, insan hayatlarını gözlemleyebilmek olduğunu düşünüyorum. Hikayenin derinliği; bütün ekibin bir arada olduğu hazırlık toplantılarından itibaren, yapımın, yönetmenimizin, senaristimizin ve tüm oyuncu arkadaşlarımın fikirleri, gözlemleri ile oluşuyor. Hep beraber bir yolculuğa çıkıyoruz.




Tüm Takılar: Reis Kuyumculuk / Gözlük: Tom Ford

Bikini: Guess / Elbise ve Ayakkabı: Twist


2015 yılında İstanbul’a taşındın. Bir kariyer inşa ederken aynı zamanda bir düzen değişikliğine de gittin. Çok kısa sayılabilecek bir süre içerisinde de ardı ardına seni izlemeye başladık. Bu anlamda kendi yolculuğunu nasıl değerlendiriyorsun? Şans senin yanında mıydı, kendi rüzgarını mı yarattın?


Doğduğumuz, büyüdüğümüz, yaşadığımız yer, yapmak istediğimiz iş gibi konuları, hayatlarımızın önemli mihenk taşları olarak görüyorum. Bahsettiğin gibi, İstanbul’a taşındığım dönem, hayatımın çok büyük yüzdesini oluşturan bu iki konunun değişimi ve dönüşümü niteliğindeydi. Yeni bir şehre, yeni bir sektöre aynı anda adapte olmam gerekiyordu.


Kariyer yolculuğumda şans yanımdaydı; karşıma çıkan fırsatları iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Şans ile beraber ortaya koyduğum emeğin karşılığını aldığım için mutluyum. Seçtiğim, içinde bulunduğum her işten, çalıştığım herkesten çok güzel tecrübeler edindim. Karşıma çıkan fırsatları güzel ve yerinde değerlendiren biriyim. Birçok birleşenin bir araya gelmesi ile insan elinden geleni keyifle yaptığı sürece şans diye adlandırdığımız unsurun devamlılığı oluyor. Başarı görüldükçe daha fazla motive oluyorsun. Rüzgar senin yönünden esmeye başlıyor.





Üst / Top: Ganni, Beymen Küpe / Earring: Reis Kuyumculuk


Televizyon veya dijital platformlar artık çok hızlı içerik üretiyor. Bizim jenerasyonun “Ayrılsak da Beraberiz” gibi kült bir dizisi 490 bölüm yayınlanırken; bir önceki jenerasyonun “Bizimkiler”, “Mahallenin Muhtarları” gibi dizileri 300 bölümden fazla seyirciyle buluştu. Şu an 8 bölümlük izleme alışkanlığımız hakkında ne düşünüyorsun? Bir hikayeyi okurken seyirciyle buluşacağın bölüm sayısı senin için önemli mi?


Her anlamda yeni alışkanlıklar edindiğimiz bir çağda yaşıyoruz. Ezberlerin, kalıpların dışına çıkıyoruz. Bize yansıması ise; uzun soluklu işlerde, seyirciyle kurduğumuz bağ başka oluyor. İşin içindeyken bizim de, karakterin neler yaşayacağını an be an merak ettiğimiz haftalık değişkenliklerin var olduğu bir yolculuk yaşanıyor. 8 bölümlük işlerde, hikayenin gidişatı, karakterin evrimi, nereye varacağı, nereye varmak istediği başından sonuna belli olduğu için bambaşka bir serüven oluyor. Oyunculuk adına çerçevesinin belli olmasının başka bir konforu var. Kıyaslamak, mukayese etmek yerine, bir oyuncu olarak sevdiğim bir hikayenin içinde yer almak, karakterin derdini anlatmak, bölüm sayısından ziyade seyirci ile buluşmak en büyük keyif benim için.




Tüm Takılar / All Jewelleries: Reis Kuyumculuk Gözlük / Sunglass: Tom Ford

Triko / Knitwear: Nocturne, Nuvo


Sosyal medya artık tüm platformların dışında çok güçlü bir alan. Senin takipçilerinle ilişkin nasıl?


Çalışırken, yoğun tempo sebebiyle kendi sosyal hayatıma fazla vakit ayıramıyorum. İyi bir sosyal medya takipçisiyim; ama bir projedeyken, beslenme düzenim, uyku saatlerim, hayat rutinim farklı bir seyir halinde oluyor. Sürekli paylaşım yapacağım bir hayatım olmuyor, ama yakaladığım anları paylaşmaktan keyif alıyorum. Bu yüzden de, tatilde olduğum sürelerde daha da aktif paylaşım yapabiliyorum.


Hedefine ulaşmada bir çalışma disiplini belirler misin? Günlük rutinin nasıl işliyor?


Günlük rutinleri olan, planlı yaşamayı seven biriyim. Özellikle çalıştığım dönemlerde rutinimin dışına çıkarsam rahatsız oluyorum. Yaş aldıkça bedenimin, ruhumun neye ihtiyacı olduğunu fark ediyorum ve bu sebeple çalışma disiplinimde projeler bazında değişkenlik gösterebiliyor. Bir hedefe ulaşmak için değil de, genel bir yaşayış tarzı olarak hayatıma dahil olan rutinler oluşturuyorum. Dengeli ve farkında yaşamak hayat kalitemi arttırıyor. Dolayısıyla, direkt olarak işime de olumlu yansımaları oluyor.


Hayal kurar mısın?


Gerçeklikten uzaklaşmadan hayal kurmayı tabii ki severim. Hayal etmek, imgelemek, o enerjiyi yaşatmak günün birinde hayal ettiğin hayatı yaşamana vesile oluyor.


Kendi stilin hakkında ne düşünüyorsun? Modayla aran nasıl?


Günlük hayatımda içinde kendimi rahat hissedeceğim kombinlerden oluşan bir tarzım var. İşim gereği ve hemen hemen her kadın gibi modayı takip ediyorum.


Röportaj: Ebubekir Elkatmış

Fotoğraf: Mesut Adlin

Styling: Emre Köklüçınar

Saç: Remzi Ateş

Makyaj: Soner Akyol

Grand Hyatt İstanbul ailesine sonsuz teşekkürler.

Comments


bottom of page