“Sevdiğin işi yaparsan ömür boyu çalışmazsın” sözünü hepimiz biliriz. Mutlu bir hayatın sırrı elbette mutlu bir kariyerde saklı... İşte bu sözü hayatlarının merkezine koymayı başarmış altı isme, işini aşkla yapmanın sırlarını sorduk.
Türkiye’de televizyon programcılığı dendiğinde ilk akla gelen isimlerden. Unutulmaz kahkahası kadar profesyonelliği ve hayata bakışıyla da onu izleyen herkeste iz bırakan Saba Tümer’e göre, hayat amacına hizmet eden mesleği bulmak, mutlu bir kariyerin anahtarı...
İşini aşkla yapan şanslı insanlardansınız. Sevdiğiniz işi yapıyor olmak hayata bakışınızı nasıl etkiledi?
Ben yaptığım mesleğin hayat amacıma hizmet ettiğini düşünüyorum.
Total Look: Flow by Saba Tümer
Kendi hayat amacına ne kadar hizmet edersen yaptığın işte de o kadar başarılı oluyorsun ve diğer her şey de beraberinde geliyor. Esas işine yoğunlaşıp o yönde gidersen başarı kaçınılmaz. Bence hayatta başarısızlık diye bir şey yok; başarısızlık, hayatın sana yanlış yoldasın deme şekli... Bütün hayatını buna göre kurunca, yani yaptığın işten o verimi alınca, hem kendinle hem de yaptığın işle gurur duyuyorsun.
Pek çoğumuz çocukken büyüyünce şu olacağım diye hayal kurarız. Siz bu hayali gerçekleştirdiniz mi yoksa hayat sizi bambaşka yerlere mi taşıdı? Bu yolculuktan bahseder misiniz?
O yolculuk benim için biraz enteresan oldu. Küçükken TRT’de haber spikerlerini seyredip aynanın karşısında onları taklit ederdim. Sonra şarkıcı olma hayalim de vardı. Demek ki iç sesim bana performans sergilemem gerektiğini söylüyormuş. Ama tabii ki gazetecilikle başladım, gazetecilik mezunuyum. Benim üniversiteyi kazanmam büyük bir mucize. Hele ki ikinci tercihim olan gazeteciliği kazanmam; düşünsene bu kadar çalışmamış bir insanın hele de ikinci tercihini kazanması... Demek ki gerçekten bu benim yolummuş. Sonra habercilik geldi ve tabii ki en büyük amacım ana haberdi. Bir şekilde yolum oraya gitmedi. Rotayı değiştirip programcılığa geçtim. Ondan sonra da başarının kapısı açıldı.
İşinizin en sevdiğiniz tarafları neler?
İşimin her yönünü çok seviyorum. Yaptığım işten keyif alıyorum çünkü insanları tanımayı seviyorum. Karşımdaki insanın vereceği cevaplar, diğer taraftan seyircinin bu diyalogdan çekeceği bir cümle, onun hayatını pozitif bir şekilde etkileyebilir, hatta o günkü ruh haline göre hayatını bile değiştirebilir. Bu nedenle gerçekten çok önemli bir meslek olduğuna inanıyorum. Ve bir taraftan ekrandan da olsa enerjimle şifa dağıttığıma inanıyorum.
Peki ya en zorlayıcı taraflarını sorsak?
Çok zor. Çok şeyle uğraşıyorsun. Çok emek harcıyorsun. Her mesleğin bir zorluğu var ama ekran önünde olmak, inanılmaz disiplin gerektiren bir iş. Ben çok çalıştım, aynı zamanda hayatın bana yolladığı işaretleri de doğru okuyarak hayat amacıma hizmet ettim. Ama gerçekten gönül vermek lazım.
Kariyerine yeni başlayanlara vereceğiniz en önemli tavsiye?
İç seslerini dinlesinler. Gerçekten kalben istedikleri neyse, ruhları ne yapmak istiyorsa... Hayat amaçlarını bulsunlar öncelikle. Bunu da çok soru sorarak ve çok okuyarak, araştırarak bulabilirler. Eğer hayat amacındaki işine hizmet edersen, yani gerçekten yapmak istediğin şeyi yaparsan belki hemen para kazanamayabilirsin, ama en azından mutlu olursun. Kısa zamanda çok para kazanmaktansa, uzun süren mutlu bir yolculukla oraya erişmenin daha iyi olacağına inanıyorum.
FOTOĞRAF / PHOTOGRAPHY: ONUR DAĞ
STYLING: TÜLİN AVCI
SAÇ / HAIR STYLIST: REMZİ ATEŞ
MAKYAJ / MAKEUP ARTIST: GÖKHAN SERPİN (MAC)
FOTOĞRAF ASİSTANI / PHOTOGRAPHY ASSISTANT: MUSTAFA BERBER PRODÜKSİYON / PRODUCTION: ARMAĞAN MERVE BİLGİN & MÜGE SARIOĞLU