top of page

Marco Baldassari ile Eleventy ve Sessiz Lüks Üzerine

Lüks moda markası Eleventy, dünyadaki ilk butik-kafe konseptli “flagship” mağazasını İstanbul Galataport’ta açtı. Moda ve gastronomiyi bir araya getiren bu iki katlı mağaza, markanın Milano’dan ilham alan zarif yaşam tarzını İstanbul’un dinamik ruhuyla buluşturuyor. Açılış kapsamında İstanbul’a gelen markanın kurucu ortağı ve Erkek Koleksiyonu Kreatif Direktörü Marco Baldassari ile markanın değerlerini, yeni mağaza konseptini ve gelecek vizyonunu konuştuk.



Eleventy, 2007 yılında Milano’da kuruldu ve “akıllı lüks” kavramını tanıttı. Marka nasıl doğdu? Hikâyesini bizimle paylaşır mısınız?


Kendimi her zaman öncelikle bir satışçı olarak gördüm — piyasayı dikkatle dinlerim ve karşılanmamış ihtiyaçları fark ederim. Eleventy de bu şekilde doğdu: Resmiyetle rahat zarafetin arasında bir boşluğu doldurmak için… Modern bir anlayışla rafine parçalar sunarak “akıllı, ulaşılabilir ve çağdaş” bir lüks anlayışı yaratmak istedik.


İtalyan kökenli bir marka olarak Eleventy’nin temel değerleri neler? “Made in Italy” etiketi sizin için ne ifade ediyor ve bu kimliği nasıl koruyorsunuz?


“Made in Italy” bizim için yaşayan bir değer. Kalite, detaylara özen ve ülke çapındaki en iyi tedarikçilerle çalışmak demek. Her bölge kendi mükemmelliğini getiriyor: en iyi denim, en iyi dış giyim, en zarif trikolar… Sürdürülebilirlik, zanaatkârlık ve özgünlük bizi tanımlar.



Markanın yıllar içindeki dönüşümünü ve büyümesini nasıl tanımlarsınız?


Yıllar içinde ciddi bir büyüme yaşadık. 2024’te beklentilerin üzerinde bir performansla yılı 102 milyon avro ciroyla kapattık. Bu başarı, değerlerimize sadık kalarak perakende ağını hızla genişletmemize, daha çevik bir dağıtım modeline geçmemize ve terzi hizmetleri gibi yüksek değerli servisleri sunmamıza bağlı. Kişiselleştirilmiş, rafine bir deneyim sunmak, zorlu pazarda konumumuzu güçlendirdi.


Belirlenmiş bir hedef kitleniz var mı? Eleventy’nin hayal ettiği ideal kişilik ya da stil nedir?


Müşterilerimiz; iş insanları, avukatlar, bankacılar gibi profesyonellerden oluşuyor. Gösteriş meraklısı olmayan, sadelikten gelen zarafeti ve kaliteyi takdir eden kişileri giydiriyoruz.



Eleventy’nin moda felsefesi güncel trendlerle nasıl ilişki kuruyor? Takip ediyor, yeniden yorumluyor musunuz, yoksa kendiniz mi belirliyorsunuz?


Zamansız parçaları, çağdaş dokunuşlarla zenginleştiriyoruz—bu yeni bir renk paleti, zarif bir detay ya da kumaş inovasyonu olabilir. Trendlere kapılmıyoruz. Bunun yerine anlamlı ve incelikli bir şekilde evriliyoruz.


Eleventy kısa süre önce İstanbul’da iki katlı bir flagship mağaza açtı. İstanbul ve Galataport’u seçme nedeniniz neydi? Bu şehir sizin için ne ifade ediyor?


İstanbul, zıtlıkların şehri—kültürel olarak zengin, dinamik ve küresel anlamda bağlantılı. Galataport da bu ruhu yansıtıyor. Bu canlı, ileriye bakan lokasyonda Eleventy yaşam tarzını tam anlamıyla tanıtma fırsatı bulduk.


Galataport; kültür, sanat ve alışverişin buluştuğu yeni bir destinasyon olarak dikkat çekiyor. Bu lokasyonun Eleventy’nin marka ruhuyla nasıl bir uyumu var?


Galataport, yeni nesil bilinçli ve meraklı tüketiciye hitap ediyor. Kültürü, tasarımı ve topluluğu harmanlıyor—tıpkı Eleventy gibi. Burası, markamızı yalnızca modayla değil, tüm yaşam tarzımızla ifade edebileceğimiz bir alan.



Dünyada birçok mağazanız olmasına rağmen, modayla gastronomiyi birleştiren ilk konsept mağazanızı İstanbul’da açtınız. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?


Sadece bir alışveriş deneyimi değil, bir yaşam tarzı destinasyonu sunmak istedik. Şef Andrea Berton ile birlikte hayata geçirdiğimiz Eleventy Café, özel bir misafirperverlik ve iyi yaşam anı sunuyor. Bu yeni konseptin lansmanı için İstanbul, ideal bir şehirdi.


Andrea Berton’la iş birliği markaya ne kattı? Moda ile haute gastronomi arasında nasıl bir sinerji oluştu?


Andrea’nın mutfakta benimsediği felsefe, bizim modadaki yaklaşımımızla birebir örtüşüyor: sadelik, kalite ve detaylara özen. İkimizin de temelinde, özü yücelten ve duygusal bağ kuran bir deneyim yaratmak var.


Eleventy, modayı bir yaşam tarzına dönüştürmeyi hedefliyor. Bu amaç, yeni mağazanın tasarımında nasıl yansıtıldı? Hangi duyulara hitap edilmek istendi?


Tasarım tüm duyuları harekete geçiriyor: malzemelerin dokunsal sıcaklığı, huzurlu renk paleti, özel koku ve kafede hissedilen misafirperverlik… Bu mekân, çağdaş lüksü nasıl gördüğümüzü yansıtıyor—statüden çok duygu odaklı bir yaklaşım.


Bu mağaza-kafe konseptinin diğer şehirlerde de prototip haline gelmesini planlıyor musunuz?


Kesinlikle. Bu proje, konukseverlik ve yaşam tarzı alanındaki genişleme vizyonumuzun ilk adımı. Galataport mağazası bir pilot proje ve benzer deneyimleri diğer önemli şehirlerde de hayata geçirmeyi planlıyoruz.


Eleventy stilini hem moda hem de tat anlamında nasıl tanımlarsınız? Ziyaretçiler Galataport mağazasında bu stili nasıl hissedecek?


Eleventy stili sade, çok yönlü ve sofistike. Galataport’ta bu stil; özenle seçilmiş kumaşlar, yumuşak silüetler, doğal tonlar ve menüdeki sağlıklı, zarif, düşünülmüş tatlarla hissedilecek.


Galataport mağazası ve kafesi, Eleventy’nin global stratejisine nasıl hizmet ediyor?


Geleceğe dair vizyonumuzu yansıtıyor: modayı, konukseverliği ve deneyimi birleştirmek. Sadece mağaza açmıyoruz, destinasyonlar yaratıyoruz. Galataport, DNA’mızla örtüşen pazarlarda anlamlı büyüme hedefimizin bir parçası.



Yeni koleksiyonunuzu da Galataport açılışıyla birlikte sundunuz. Bu koleksiyonun öne çıkan noktaları neler? Bu sezon moda tutkunlarını neler bekliyor?


Eleventy Beach Club konsepti ilham kaynağımız oldu: hafif kumaşlar, deniz temalı detaylar, çizgili trikolar ve rahat ama zarif kesimler… Yaz şıklığına dair her şey bu koleksiyonda—çabasız, rafine ve İtalyan zanaatkârlığına bağlı.


Yeni koleksiyonu oluştururken sizi en çok neler etkiledi? İstanbul bu koleksiyonu etkiledi mi?


İstanbul, tarihi ve zıtlıklarıyla olağanüstü bir şehir ama bu koleksiyon daha çok evrensel bir duyarlılıkla şekillendi. Yerel etkiden çok, her yerde duygusal ve zarif bir etki yaratacak unsurları hedefledik.


Bu sezon öne çıkan kesimler, renk paletleri ve kumaş tercihleri neler? Bunlar Eleventy’nin kimliğiyle nasıl örtüşüyor?


Rahat, yapılandırılmamış kesimler temelimiz. Renk paletinde yumuşak nötrler, kum bejleri, pudra maviler ve leylak tonları var. Doğal kumaşlar—keten ve pamuk—tercih ettik. Hepsi, zarafet, işlevsellik ve çevreye saygı değerlerimizi yansıtıyor.


Yeni koleksiyonla birlikte daha genç veya farklı bir kitleye ulaşmayı hedefliyor musunuz? Bu yönü özellikle yansıtan parçalar var mı?


Evet, koleksiyonda daha genç ve rahat bir ruha sahip parçalar var—örneğin jarse ceket gibi. Ama her zaman rafine dilimiz içinde. Amacımız gençleşmek değil, modern bir bakış açısını kucaklamak.


Eleventy için kalite ve zanaatkârlık çok önemli. Sürdürülebilirliği bu vizyona nasıl entegre ediyorsunuz?


Sürdürülebilirlik, kalite tanımımızın bir parçası. Doğal, izlenebilir kumaşlar seçiyor, yerel zanaatkârlarla çalışarak ayak izimizi azaltıyoruz. Gerçek lüks, uzun ömürdür—parçalarımız giyilmek, sevilmek ve saklanmak için üretiliyor.


Zarafeti ve stili korurken çevresel etkiyi en aza indirmek adına hangi adımları atıyorsunuz?


Sorumlu tedarike yatırım yapıyor, üretim süreçlerini dikkatle yönetiyor ve sentetik materyallerden kaçınıyoruz. Bizce zarafet ve sürdürülebilirlik çelişmez—birbirini tamamlar.



 
 
 

Comments


bottom of page