Moda, sanat ve sporun buluşma noktası Vakkorama, dünyaca ünlü P448 ayakkabılarına ev sahipliği yapmaya başladı. Türkiye’de ilk kez Vakkorama ayrıcalığıyla moda tutkunlarının beğenisine sunulan P448’in kadın ve erkek ürünleri, Türk tüketicileri cesur ve korkusuz yaşam stiline davet ediyor.
İlhamını sanat ve alt kültürlerden alan P488, çeşitliliği, kapsayıcılığı ve yenilikçiliği tüm yaklaşımlarında benimsiyor. Tüm tasarımlarında geleneksel İtalyan işçiliğini yenilikçi tarzıyla bir araya getiren P448, misyonunu kendini ifade etme biçimi, kapsayıcılık, sürdürülebilirlik ve trendlerin ötesinde parçalar yaratmak olarak tanımlıyor. Bu yaklaşımdan aldığı güçle Vakkorama’nın bir moda markasından fazlasını yaratma ihtiyacıyla ortaya çıkardığı “Vakkorama Social Club” dünyasında yerini alan P448, herkesi cesur, korkusuz ve kesinlikle benzersiz bir stil yolculuğuna davet ederek sadece ayakkabı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda giyen kişinin kimliğine de sesleniyor. P448 CEO’su Wayne Culkin ve Vakkorama Kreatif Direktörü Can Vitali Hakko ile bu heyecan verici iş birliğini konuştuk.
Wayne Culkin
P448’in kuruluşunun ardındaki ilhamdan bahseder misiniz?
P448 sokak giyimi, müzik vesanatı daima kutlayan bir marka. Koleksiyonlarımız, bireyi kendi özgünlüğü içinde güçlendirmek için tasarlanıyor. Kuruluşundan bu yana P448, dünyayı daha temiz ve güzel hâle getirmek adına, gezegenimizdeki ayak izimizi azaltan ürünleri araştırmaya ve geliştirmeye tutkuyla bağlı çalışıyor. Markanın “Project Sustainability" şemsiyesi altında, geri dönüştürülmüş ve ileri dönüştürülmüş deri ve süet, istilacı türlerin derileri, vegan elma derisi ve yosun kullanılarak yapılan spor ayakkabılar da dâhil olmak üzere P448’in en çevreye duyarlı yenilikleri yer alıyor.
Bu kadar çarpıcı stiller yaratırken tasarım sürecine nasıl yaklaşıyorsunuz?
Tasarım ekibimizin yaratım süreciyle ilgili tek bir sözü var: niyet temelli tasarım. Eklektik bir estetik vizyonuyla, sokaklardan ilham alıyoruz. Ayrıca tüketicinin uzun yıllar boyunca dolabında kendi tarzı olarak saklayabileceği, zahmetsizce geçiş yapabilen modern ve şık tasarımlardan oluşan çekirdek bir gruba odaklanıyoruz. İtalya’da üretim yapmanın avantajı şu ki bir tasarım yaratıp iki hafta içinde numune alabiliyor, üç haftada üretime geçebiliyoruz. Bu, rekabetteki avantajlarımızdan biri ve üretim için Avrupa pazarında kalmak istememizin de nedeni.
P448’in sloganı “You Can Surf Later”. P448 bu ilkeyi tasarımlarında ve marka felsefesinde nasıl somutlaştırıyor?
“Daha Sonra Sörf Yapabilirsin”. Ayakkabılarımızın çok eğlenceli ve rahat olduğunu, sörf gibi iyi bir aktiviteyi bile erteleyip ayakkabılarımızı giymeyi tercih edeceğinizi ifade ediyor. Kaygısız yaşam tarzımızı ve her şeyi ciddiye almayan ruhumuzu temsil ediyor.
Tasarımlarınızı ve pazarlama stratejilerinizi farklı kültürler ve pazarlarda yankı uyandıracak şekilde nasıl uyarlıyorsunuz?
P448’in temel marka değerlerinden biri de kapsayıcılık. Bunun tasarımdan pazarlamaya ve satışa kadar tüm temas noktalarında bize kılavuzluk ettiğine inanıyorum. Demokratik bir ürün yaratımından hareketle, bunu fazla düşünmemeye ve her şeyin organik olarak gerçekleşmesine olanak sağlamaya çalışıyoruz.
Vakkorama ile ortaklığınız hakkında neler söylemek istersiniz? Türkiye pazarındaki tüketicileri inceleme şansınız oldu mu? Türkiye için özel bir ürün ya da koleksiyon tasarlamayı düşünüyor musunuz?
Türkiye ve İstanbul’u dünyanın kültürel merkezlerinden biri olarak görüyoruz. Çeşitli kültürlerin, tarihin, sanatın, müziğin, kokuların ve tatların bir karışımı. Ayakkabılarımızın dünyanın en ikonik perakendecilerinden birinde yer almasından da son derece gurur duyuyoruz. Türkiye için tasarım konusuna gelince, isteyen olursa seve seve yaparız.
Ütopyanız nedir?
Okyanusu ya da dağları görebildiğim bir yer; telefonum çekmediği sürece neresi olduğu fark etmez.
Can Hakko
P448 ile iş birliği fikri nasıl ortaya çıktı?
P448 ile iş birliği, öne çıkmış markaları keşfetme tutkumuzdan doğdu. P448, müşterilerimizin stil ve rahatlığa verdiği önemle mükemmel uyum içinde, günlük ayakkabılara yeni bir bakış açısı sunuyor. İtalyan işçiliği ile seçkin spor ayakkabılara çağdaş bir yaklaşımın harmanı olması hemen dikkatimizi çekti ve bizimle güzel bir ortaklık kurabileceklerini düşündük.
P448 hangi açılardan Vakkorama ile uyumlu?
Vakkorama’da öne çıkaracağımız markaları seçerken yüksek kaliteye, benzersiz tasarıma ve etik uyuma öncelik veriyoruz. P448 yenilikçi yaklaşımı ve sürdürülebilirliğe olan bağlılığıyla, bu nitelikleri bünyesinde barındırmasıyla öne çıkıyor. Kişisel açıdan, ürünlerin arkasındaki hikâye de benim için önem taşıyor. P448’in bu ilkelere bağlılığı, Vakkorama’daki markamız ve konseptimizle ideal bir uyum yakalamasını sağlıyor.
Vakkorama ve P448 ile ortak birkoleksiyon üzerinde çalışmayı düşünüyor musunuz?
Bu tür ortaklıklar; farklı kültürleri ve değerleri benzersiz bir üründe birleştirmek adına harika bir fırsat sunuyor. Her iki markanın da birçok açıdan birbiriyle uyumlu olduğu ancak farklı geçmişlerden geldiği göz önüne alındığında, yenilik namına büyük bir potansiyel görüyoruz. Bu farklı unsurları harmanlayacak bir ortak girişimi keşfetmeyi kesinlikle istiyoruz. P448 ile bir koleksiyonda iş birliği yapmak, parçası olmaktan heyecan duyacağımız bir proje olurdu.
Vakkorama’nın geleceği için ne öngörüyorsunuz? Markanın önümüzdeki yıllarda nasıl gelişeceğini düşünüyorsunuz?
Geleceğe baktığımızda Vakkorama harika ürünler, yerler ve anılar yaratmak için gençlik enerjimizi harekete geçirmeye odaklanıyor. Kendimizi canlı bir topluluk oluşturmaya, benzersiz etkinlikler, heyecan verici iş birlikleri ve yenilikçi alışveriş deneyimleri vasıtasıyla bağ kurmaya adadık. Hedefimiz, Vakkorama’yı müşterilerin markamızla kişisel bağ hissettiği bir alan hâline getirmek. Gelişirken bir yandan da yaratıcılık, kalite ve sürdürülebilirlik gibi temel değerlerimize sadık kalarak Vakkorama’nın modada güvenilir ve ilham verici bir isim olarak kalmasını sağlayacağız.
Vakkorama’nın yaratıcı vizyonunu nasıl tanımlıyorsunuz? Bunun markanın bütününe yansımasını nasıl sağlıyorsunuz?
Vakkorama’daki yaratıcı vizyonumuzun merkezinde yenilikçilik, yaratıcılık ve unutulmaz deneyimler yaratmak yatıyor. Bu vizyon,her bir ürünün Vakkorama’nın yüksek kalitesini ve dinamik ruhunu yansıtmasını sağlamak amacıyla, değerlerimizle uyumlu tasarımcıları ve markaları seçerek hayata geçiriliyor. Bizim için yaratıcılık; sınırları zorlamak ve müşterilerimizin farklı ihtiyaçlarını karşılamak adına işlevselliği stil ile bütünleştirmek anlamına geliyor. 1982 yılında türünün ilk konsept mağazası olarak kurulan Vakkorama moda, yaşam tarzı ürünleri ve benzersiz bir yeme-içme deneyimini bir araya getirerek öncü olmaya devam ediyor. “Moda, Sanat ve Spor” sloganımız, yaptığımız her şeye rehberlik ederek geleneksel perakendenin ötesine geçen canlı ve genç bir yaşam tarzı sunuyor. İşlevselliğe ve bilinçli tüketime önem veriyor, yenilikçi ancak zamansız ürünler yaratıyoruz. Her ürün aslında, kişisel tarzı ve yaratıcılığa olan sarsılmaz bağlılığımızı yansıtan bir hikâye anlatıyor.
Comments