Beyoğlu’nun en tarihi ve göz alıcı binalarından biri olan Güney Palas’ta konumlanan Mr. CAS, şehrin en heyecan verici konaklama mekanlarından biri. Misafirlerini İstanbul’un büyülü hafızasında ağırlayan Mr. CAS’ın hikâyesini Yönetim Kurulu Üyesi Can Ertuğrul’dan dinledik.
Herkesin “İstiklal Caddesi artık eskisi gibi değil” dediği bir dönemde Beyoğlu’nun en ihtişamlı yapılarından birinde yer alan bir oteli işletmek nasıl bir deneyim?
Beyoğlu, İstanbul’un en özel bölgelerinden biri. Beyoğlu aslında bir İstanbul klasiği. Klasik şeylerin modası yoktur, dolayısıyla eskisiyle kıyaslamak, daha iyi veya daha kötü demek bu gerçeği değiştirmiyor. Beyoğlu, şehre gelen bütün ziyaretçilerin mutlaka ziyaret ettiği ve sürekli canlı olan bir yer. Böyle özel bir yerde Beyoğlu’nun en güzel binalarından birini otele çevirmek ve misafirlerimize bu deneyimi sunmak müthiş tatmin edici bir his. Güney Palas, 19. yüzyıl sonlarında inşa edildi. Şehrin Art Deco ve Art Nouveau akımlarını görebildiğiniz ilk binalarından. Binanın zengin geçmişini misafirlerimize deneyim olarak sunuyoruz.
Otel açılmadan önce de Beyoğlu’nda vakit geçiriyor muydunuz yoksa otelle birlikte mi Beyoğlulu oldunuz?
Mr. CAS’ı açmadan önce Beyoğlu’na geliyordum ama çok sık tercih ettiğim bir yer değildi. Mr. CAS ile beraber etrafı keşfetmeye başladım ve hâlâ keşfetmeye devam ediyorum. Sürprizlerle dolu ve sizi kendisine hayran bırakan yanlarıyla şehrin en heyecan verici ve şaşırtıcı bölgesi olduğunu düşünüyorum. Beyoğlu sürekli genç, sürekli dinamik, sürekli hareket halinde ve sürekli dönüşüm içinde.
Tarihi dokusu olan bir semtin –aslında şehrin de diyebiliriz- tam da merkezinde bir konaklama deneyimi sunarken nasıl bir kurgu oluşturdunuz? Hangi noktalara özellikle dikkat ettiniz?
Beyoğlu, tarih açısından zenginliklerle dolu. Güney Palas binası da bugüne kadar korunmuş tarihi eser parçalarıyla Beyoğlu’nun en çekici binalarından biri. Mimar ekibiyle tasarım sürecinden önce binanın tarihini araştırdık. Güney Palas ilk yapıldığı yıllarda terziler apartmanı olarak biliniyormuş. İstanbul’un ilk şapkacılarından Şapkacı Emilio’nun atölyesi bu binadaymış. Yıldırım Mayruk da İstanbul’da ilk atölyesini bu binada açmış ve 20 yıldan uzun süre bu binada çalışmış. Otelin içinde Yıldırım Mayruk’un bu binada diktiği kıyafetlerin ve kullandığı malzemelerin sergilendiği mini müzemiz mevcut. Otel için inşaat çalışmalarına başlamadan önce binada konusunda uzman ekipler tarafından birkaç ay süren kazı çalışması yaptırdık. Tavan işleri, duvar kabartmaları, duvar resimleri, vitraylar temizlenip orijinal halleri ortaya çıkarıldı. Binayı otele çevirirken binanın tarihini ve hikâyelerini otel içinde yaşatmak istedik. Taksim İstanbul’un merkezi. İstiklal Caddesi de Taksim’in merkezi. Mr. CAS İstiklal Caddesi’nin tam ortasında ve merkezinde. Yani aslında şehrin en merkezi otellerinden biriyiz diyebilirim. Amacımız, İstanbul’un en hareketli ve kalabalık bölgesinde misafirlerimize dingin ve dinlendirici bir deneyim sunmak. O yüzden otel kapısından girdiğiniz anda kaosu arkanızda bırakıp bambaşka bir dünyaya adım atmış oluyorsunuz. Misafirlerimizin deyimiyle “bunun adı zamanda yolculuk”.
İşletmecilik cesaret gerektiren bir meslek. Özellikle de konukların memnuniyetle ayrılması beklenen otelcilik sektöründe geçtiğimiz yıllarla karşılaştırdığınızda bir dönüşüm gözlemliyor musunuz?
Birçok sektör gibi otelcilik de sürekli dönüşüm ve değişim içinde olmanız gereken bir sektör. Kendinizi geliştiremezseniz çok kısa zamanda dönemin gerisinde kalabilirsiniz. Dolayısıyla dönüşümü her gün her alanda gözlemliyoruz. Rezervasyon kanalları, check-in prosedürleri, misafire yaklaşım, sürekli değişen trendler... Uzun vadeden bakarsak 20 yıl önce online booking diye bir şey yokken şu an her otelin vazgeçilmezi konumunda.
Teknolojinin gelişmesiyle konaklama seçenekleri de arttı. Mr. Cas lobisi, restoranı ve manzarasıyla farklı bir deneyime davet ediyor. Bu deneyimi daha mükemmel kılmak için teknolojiyi nasıl kullanıyorsunuz?
Comments